Deprecated: Unparenthesized `a ? b : c ? d : e` is deprecated. Use either `(a ? b : c) ? d : e` or `a ? b : (c ? d : e)` in /home/ankgul/public_html/wp-content/plugins/js_composer/include/classes/editors/class-vc-frontend-editor.php on line 673 admin – Sayfa 4 – Ankara Gülüş Tasarımı
Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/ankgul/public_html/wp-content/plugins/js_composer/include/autoload/vc-shortcode-autoloader.php on line 64
Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/ankgul/public_html/wp-content/plugins/js_composer/include/autoload/vc-shortcode-autoloader.php on line 64
Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/ankgul/public_html/wp-content/plugins/js_composer/include/autoload/vc-shortcode-autoloader.php on line 64
Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/ankgul/public_html/wp-content/plugins/js_composer/include/autoload/vc-shortcode-autoloader.php on line 64
Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/ankgul/public_html/wp-content/plugins/js_composer/include/autoload/vc-shortcode-autoloader.php on line 64
İmplant tedavisinin korkulacak bir şey olup olmadığı cerrahi bir tedavi olduğu için oldukça merak edilmektedir. Bu tedavinin içeriğinde vida olması nedeniyle genel olarak hastaları korkutmaktadır. Dişe vida çakma fikri düşünüldüğünde hastalar implant tedavisinden kaçınmaktadır. Fakat bunların yanında implant tedavisinin korkulacak bir şey olmadığını söyleyebiliriz.
İmplant tedavisi sırasında lokal anestezi uygulanır. Bu nedenle hasta implant tedavisinin bittiğini bile anlamaz. Hatta diş çekimi işleminden daha kolaydır. Çünkü dişi çekerken dişi yuvasından çıkarmak için belli bir kuvvet uygulanır. Fakat implant tedavisinde kemiğin içine implant yerleştirilir. Yani çekimde olduğu gibi herhangi bir kuvvet uygulanmaz. Bu nedenle korkulması gereken bir işlem değildir.
Hangi Durumlarda İmplant Tedavisi Yapılır?
İmplant tedavisine başvurulan durumlar diş eksikliği, diş kaybı veya diş erimesi gibi durumlardır. Dişlerini travma, hastalık, çürük veya başka nedenlerden dolayı kaybetmiş kişiler için implant ideal seçenektir. Dişin eksik olmasından dolayı çene kemiğinde erimeler meydana gelebilir. Bu erimeyi azaltmak için diş çekiminden sonra implant tedavisi uygulanır.
Çenede en sondaki dişlerin eksik olduğu durumlarda köprü gibi sabit bir protez veya takıp çıkarılabilen hareketli protez yapılır. Bazı durumlarda da total protez uygulanır. Fakat bazen bu protezlerin kullanımı zordur ve hareketli olmasını bir faydası yoktur. Bu nedenle protezin ağız içinde oynamasını önlemek amacıyla implant uygulanır.
İmplant Tedavisi Kimlere Uygulanamaz?
İmplant tedavisi yapılamayacak kişiler aşağıda belirtilmiştir:
Baş ve boyun bölgesine radyoterapi uygulanmış kişiler
Diyabet, hemofili, yüksek tansiyon, otoimmun gibi sistemik hastalıklara sahip olanlar
Ciddi kalp ve damar bozukluğu bulunanlar
Karaciğer ve böbrek yetmezliği bulunanlar
Bağışıklık sisteminde bozukluk olanlar
Kemik gelişimi ve büyümesini tamamlamamış genç bireyler
Aşırı sigara tüketen kişiler
Alkol bağımlısı kişiler
Gece diş gıcırtısı yaşayan kişiler
Bifosfonat, kortikosteroid veya immun sisteme baskı yapan ilaçları kullananlar
Yukarıdaki koşullarda implant tedavisi uygulandığında başarılı bir sonuç almak beklenemez. Bu özelliklere sahip kişiler için diş hekimi farklı bir tedavi yöntemi uygulayacaktır.
İmplant Tedavisi Nasıl Uygulanır?
İmplant tedavisi uygulanış biçimi genel olarak 2 aşamaya ayrılır. Eğer ileri cerrahi uygulama gerektirmeyen klasik bir implant uygulaması yapılacaksa ilk aşamada implant uygulanacak bölgeye lokal anestezi yapılır. Daha sonra diş eti dikkatlice kaldırılır ve implant için kemikte hazırlanan yere implant yerleştirilir. Bunun için öncesinde implant için kemik kalınlığı ve yüksekliğine bakılır ve uygun boyutta implant hazırlanır. İkinci aşamada ise implantıın kemik ile bütünleşmesi için kemik durumu ve çene yapısına göre belli bir süre beklenir. Daha sonra üzeri kapalı olan implant açılır ve dişi taklit eden kısım yerleştirilir. Bundan sonra ise protez işlemlerine başlanır.
Genel olarak implantın yerleşmesi için beklenmesi gereken süre alt çene için 1,5 – 3 ay; üst çene için ise 2 – 4 aydır.
İmplant Tedavisi Uygulanmazsa Ne Olur?
İmplant tedavisinin yapılmadığı durumlarda kişinin yaşam kalitesinde ciddi düşüşler meydana gelir. Çekilen dişlerden dolayı boşluklara implant uygulanmazsa, çene yapısı ciddi olarak bozulur. Belli bir süre sonra dişlerde aralanmalar meydana gelir. Diş çekiminden dolayı alt ve üst dişler düzgün bir şekilde kapanmaz. Bu bozukluktan dolayı daha kolay yiyecek artığı birikir ve bu da diş çürüklerine neden olur. Diş eti hastalıklarında artışa neden olacağından kişide farklı ağız ve diş rahatsızlıklarına yol açabilir.
İmplant tedavisi uygulanmazsa ortaya çıkabilecek en önemli sorun çene eklemlerinde meydana gelen sorunlardır. Çene ekleminde meydana gelen bozuklukların tedavisi ve geri dönüşü oldukça zorludur. Diş eksikliğinin çok fazla sayıda olması diğer dişleri de kaybetme olasılığını artırır.
Kaç Çeşit İmplant Vardır?
İmpantların türleri 2 farklı kategoride incelenebilir. Bunlar endosteal implantlar ve subperiosteal implantalardır. İçerikleri ile ilgili bilgilere aşağıda değinilmiştir:
Endosteal implantar: Cerrahi yolla çene kemiğine yerleştirilen endosteal implantlar, diş eti dokusunun iyileşmesi ile birlikte ikinci bir işleme tabi tutulur. Bu aşamada diş eti şekillendirilir. Son aşamada ise köprü, protez veya yapay dişler grup halinde implanta bağlanır. En sık kullanılan implant türü budur.
Sunperiosteal implantlar: Alt çeneye yani diş eti dokusunun alt kısmına yerleştirilen metal çerçeveden meydana gelir. Diş eti iyileşince metal çerçeve çene kemiğine sabitlenir. Metal çerçevedeki materyaller diş etinden dışarı çıkar. Buralara implantlar sabitlenir. Endosteal vida türleri en sık kullanılanlarıdır.
İmplant Tedavisi Ne Kadar Sürer?
İmplant tedavisinin süresi yapılan işlemin içeriğine göre değişir. Aynı zamanda hastanın durumu da tedavi süresini etkilemektedir. Yarım saat veya en fazla 1-2 saat içinde tamamlanan tedavi, 1-3 ay sonra kalıcı protezler yerine uygulanır. Hastanın kemik yapısı ve dişlerinin durumu, impantların bekleme süresini etkiler.
İmplant tedavisinden etkili sonuç almak için en önemli nokta temizliğine özen göstermektir. Düzenli olarak ağız ve diş bakımı yapılmalı ve sigaradan kesinlikle uzak durulmalıdır.
İmplant yapımı öncesinde mutlaka hekimin hastayı muayene etmesi gerekir. Herkes implant yapımı için uygun olmayabilir. İmplant tedavisi her ne kadar çok ağrılı bir işlem sanılsa da, aslında acılı bir işlem değildir. Hastaya lokal anestezi uygulandığı için kişi ağrı hissetmez. Bir dişi ortalama 3 dakika içinde tamamlamak mümkün olur. Ağız ve diş sağlığının ihmal edilmemesi, gerekmesi halinde mutlaka implant yapılması gerekir. İmplant çene kemikleri içine yerleştirilmektedir. Bu şekilde kemiğin vidayı kendi parçası olarak kabul etmesi amaçlanır. Vidalar genellikle titanyumdan imal edilir ya da kök formunda yapılabilir. İmplantlar cerrahi prosedürle çene kemiğine yapılır. İmplanta göre gerekli çap ve uzunlukta yuva açılması amaçlanır. İmplant nasıl yapılır sorusuna verilebilecek ilk cevap, ortamın sterilizasyon ve hijyen şartlarının sağlanmasıdır.
İmplant Tedavisi Ne Kadar Zaman Alır?
İmplant tedavisi süresi yaklaşık 3 ile 5 dakika arasında değişir. İmplant tedavisinin istenilen sonucu vermesi için 3 ile 6 ay arasında beklemek gerekir. Kendinden eriyebilen dikiş kullanılması halinde bir gün içinde de tedavi tamamlanabilir. Tedavinin ilk aşamasında implant tedavisi yer alır ikinci aşamasında ise 3 ile 6 ay arasında implantın kemiğe kaynaması beklenir. Daha sonra 1 hafta süre içinde implantın üstünde gelecek porselenlerin yapılması gerekir. İmplant işlemi sırasında lokal anestezi yapılır. Tek bir implant için 10 dakika fazlasıyla yeterli olur. Bu hastanın toplam koltukta oturma süresidir. Ameliyat için uygulanan lokal anestezi yaklaşık 2 3 saat içinde ortadan kalkar. Hastanın 1 2 gün boyunca ağrı kesici kullanması rahat etmesini sağlar.
İmplant Tedavisi Zor mudur?
İmplant tedavisinin zorluğu hastaların genellikle canım acır mı, bu süreçten sonra ne yapmam gerekir gibi sorularından kaynaklanmaktadır. İmplanttan sonra ağrı hissetmezsiniz. Hastalar işlem sırasında rahat ederler. İşlemden sonra duyula ağrı oldukça düşüktür. Eğer ağrı hiç hissetmez istemezseniz ağrı kesici ilaçları reçete etmesi için hekiminizle konuşabilirsiniz. İlaçları reçete ettikten sonra hekiminizin tavsiyelerine uymanız gerekir. İşlemden hemen sonra iştahla yemek yemeyebilirsiniz ancak bütün bunlar geçicidir. İşlemden ortalama 2 gün sonra her şey normale döner.
İmplant Tedavisi Sonrasında Bakım Yapılmalı mıdır?
İmplant tedavisi sonrasında bakım olarak ağız ve diş sağlığınız için normal yaptığınız şeylere devam etmeniz gerekir. İmplant yaptıktan sonra dişlerin düzenli olarak fırçalanması gerekir. Aksi halde implantlar zarar görebilir. Sigara içilmesi, diş hekimi kontrollerinin aksatılması, şekerli ve yüksek karbonhidratlı yiyeceklerin tüketilmesi gibi durumlarda yine dişler ve dolayısıyla diş implantları zarar görecektir. Eğer diş hekimi kontrolüne düzenli olarak gidilirse, implantların bakımı yapılırsa, ömür boyu implantları zorlamadan kullanmanız mümkündür.
İmplant Tedavisi Herkes için Uygun mudur?
İmplant tedavisinin uygunluğu herkes için geçerli olmayabilir. Kişinin implant tedavisi için uygun olup olmadığını kendi başına anlaması mümkün değildir. Kişilerin mutlaka uzman hekimlere giderek muayene olması gerekir. Özellikle kronik hastalıklara sahip olmak, şeker ve tansiyon hastalıkları durumunda implant tedavisi yapılması uygun değildir. İmplant uygulanacak olan bölgelerde kemik yetersiz gelebilir. Böyle bir durumda çene cerrahının inceleme yapması ve bölgede kemik oluşturma işlemlerine başlaması gerekir. Kemik oluşturma işlemi için şu yöntemlerden faydalanmak mümkündür:
Box tekniği kullanarak ogmentasyon,
Kemik tozu uygulaması,
Kemik grefti uygulaması,
Ogmentasyon işlemleri ile bölgeye yeterli miktarda kemik hacmi gönderilebilir.
İmplant Tedavisi Diş Çekiminden Sonra Yapılır mı?
İmplant tedavisinin diş çekiminden sonra yapılması mümkündür. Bunun için kemik yapısının uygun olması gerekir. Ancak işlemden sonra kemik toz kullanarak işlemin implant ile desteklenmesi gerekir. Günümüzde pek çok implant markası bulunuyor. Kullanımın artması nedeniyle çok sayıda implant markası türedi. İmplant markası hekim tarafından seçilmelidir. Güvenilen ve başarısına inanılan marka implantların tercih edilmesi gerekir. Eğer implant pek çok olumlu özelliği barındırırsa, bu implant tedavi için kullanılabilir. Ancak bu sayede implant tedavisiyle birlikte uzun ömürlü, kalıcı sonuçlar alınması mümkün olur.
İmplant Tedavisi Çok mu Pahalıdır?
İmplant tedavisinin fiyatı farklı etmenlere göre değişiklik göstermektedir. İlk bakışta insanlara implant tedavisi pahalı gibi gelse de aslında implant tedavisi uzun dönemde düşünüldüğünde pek çok avantajı ve konforu beraberinde getirmektedir. İmplant fiyatları modele, imal edildiği ülkeye, implant tedavisini yapan hekimin tecrübesine vb. etmenlere göre değişiklik göstermektedir. İmplant tedavisi için seçilen hekimin yüksek tecrübesi olması gerekir. Tedaviden başarılı sonuçlar elde edilmesi için bu nokta çok önemlidir. İmplant tedavisinin fiyatından ziyade kullanılan implantın kalitesine bakmak gerekir.
İmplant Tedavisiyle Doğal Sonuçlar Elde Etmek Mümkün müdür?
İmplant tedavisinin doğal sonuçları vardır. Ağızda mevcut dişler eksik olduğunda tedavi sayesinde doğal diş görünümüne sahip olmak mümkündür. İmplant yaparken diş etini açmak ve ardından çene kemiği içine delik atmak gerekir. Delik içine diş kökü yerleştirilerek işlem sona erer.
Invisalign tedavisi dişlerin düzeltilmesi amacıyla yapılmaktadır. Bu tedavi yönteminde düzeltici plaklar kişiye özel olarak hazırlanmaktadır. En son teknoloji olan Invisalign tedavisi sayesinde başarılı sonuçlar kısa sürede alınabilir. İnsanlar dişlerini düzeltmek için tel kullanımından şikayetçi olmaktadırlar. Çoğu zaman tellerin estetik olmayan görüntüleri nedeniyle insanlar tedavilerini yarıda bırakırlar. Bu tedaviler genellikle uzun zaman alır ve hastanın dil, yanak ve yumuşak doku bölgelerini rahatsız eder. Oysa invisalign tedavisi sayesinde estetik şekilde ve herhangi bir rahatsızlık duymadan dişlerin düzeltilmesi mümkündür. Özellikle genç nesil bozuk dişlerini düzeltmek için yok gibi görünen Invisalign tedavi yöntemini tercih etmektedirler. Dişlerin etrafını sararak ısıyla şekilde verilmesini sağlayan bu plak sistemine invisalign denmektedir. İnsanlar arasında popüler olmasının en büyük nedeni şeffaf bir görünüme sahip olmalarıdır.
Invisalign Plak Nedir?
Invisalign plak ısıyla şekil verir ve şeffaftır. Dışarıdan bakıldığı zaman plak belli olmaz. Plakların tasarımı 3 boyutlu bilgisayar programları tarafından yapılmaktadır. Bu tasarımlar ortodonti uzmanı tarafından incelenebilir. Bilgisayar modellemesi sayesinde çene içinde dişlerin ne zaman düzeleceğine dair bilgi edinmek mümkün olur. Dişlerin aksı, rotasyonu ve sıkışıklığı ile ilgili bir durum olması halinde en iyi sonuçları Invisalign ile almak mümkündür. Hasta için bu plakların kullanılmasının en büyük avantajı kişinin istediği her şeyi yiyip içebilmesidir. Bu plakların pek çok avantajı bulunmaktadır.
Invisalign Plak Avantajları Nelerdir?
Invisalign plak avantajları sayesinde kişiler bu yöntemle tedavi olmayı tercih ediyorlar. Bu plakları istediğiniz zaman ağzınızdan çıkarabilirsiniz. Ortodontik tel kullanımında hasta ağzından telleri çıkaramaz. Bu nedenle de bazı yiyeceklerin yenmesi mümkün olmaz. Ancak invisalign tedavisi yaptırdığınız zaman dilediğiniz zaman plağı ağzınızdan çıkardıktan sonra istediğiniz yiyeceği yiyebilirsiniz. Özellikle büyüme çağında olan çocukların beslenmesinde eksiklik kalmaması gerekir. Aksi halde büyüme gerilikleri görülebilir.
İnvisalign plakalar dişlerde çürük ve diş eti hastalıklarının oluşmasını engeller. Diş teli kullanımında uzun süreli tedavilerde ortaya çürükler çıkabilir. Bununla birlikte diş taşı ve diğer diş eti hastalıkları de meydana gelebilir. Ancak invisalign tedavisinde fırçalamayla ilgili herhangi bir zorluk ya da kısıtlama olmayacağı için ortaya diş problemleri çıkmaz.
Invisalign Plaklar Estetik midir?
Invisalign plakların estetikliği ile ünlü olduğu bilinmektedir. Şeffaf oldukları için ağızda takılı oldukları zaman bile dışarıdan anlaşılmaz. Hasta adına bu durum büyük bir güven sağlanmaktadır. Porselen braket kullanıldığı zaman da estetik açıdan büyük bir avantaj elde edilmiş olur. Bu tercihin mutlaka ortodonti uzmanın yapması gerekir. Bazı durumlarda hekim braket yerine metal braket kullanımını tercih etmek zorunda kalabilir. Tedaviye başlanmadan önce hastadan gerekli ölçüler alınır. Bilgisayarlı ortam 3 boyutlu tarama yapılır ve programa aktarım gerçekleşir. Daha sonra hekim kaç tane plak gerekli olduğunu belirler ve plak basılır. Plakların hastanın ağzına hekimler tarafından uygulanması gerekir. Her bir plağın 15 gün süre ağızda kalması gerekir.
Invisalign Plakların Dez Avantajları Nelerdir?
Invisalign plak dez avantajları bulunmaz. Plakların içinde zararlı kimyasal maddeler bulunmaz. Bu plakların rahatlıkla kullanılması mümkündür. Plaklar rahatlıkla temizlenir. Temizlikten sonra rahatlıkla tekrar kullanılabilirler. Çocukların süt dişleri çıktıktan itibaren ve her yaştan yetişkinlerde plaklar kullanılabilir. Güvenli bir yöntemdir. Şu ana kadar plak kullanan hastaların hiç birinde yan etki görülmemiştir. Plakların kullanımıyla birlikte günlük aktivitede sorun yaşanmaz. Kişi normal günlük iş hayatına ve özel hayatına devam edebilir. Yalnızca plakların yemek tüketimi sırasında ağızdan çıkarılması gerekir. Unutulmaması gereken diğer bir nokta da, totalda günün tamamında plak ağızdan çıkarılmamalıdır. Plak ağızdan ne kadar uzaklaştırılırsa tedavinin o kadar uzayacağı bilinmelidir.
Invisalign Plak Tedavisi Ne Zaman Uygulanmaz?
Invisalign plakların kullanılmaması bazı durumlarda daha iyi olur. Günümüzde teknolojisinin gelişmesiyle birlikte çene problemlerinde çeşitli zorlukta vakalar için sonuçlar elde etmek mümkün hale gelmiştir. Çok zorlu vakalar için tel ile kombin yapılarak bu tedaviden faydalanmak mümkündür. İnvisalign tedavisi için uygun olup olmadığınızı öğrenmek için diş hekimine muayene olmanız gerekir. Hekim dişlerinizin durumuna göre size bu tedavi için uygun olup olmadığınızı söyler. İlk tedaviye başladığınız gün bir iki gün boyunca baskı ve hassasiyet ile karşılaşmanız mümkündür. Bu nedenle uyumadan önce plaklar takılmaktadır. Plakları gün içinde takmayı tercih etseniz bile konuşmanız etkilenmez. İlk takım gerçekleştiği zaman plaklar dişinize takılabilir ancak bu durum en çok 1 hafta sürer. Erken alışmak isteyen kişilerin sesli kitap okumasında fayda vardır.
Invisalign Plaklar Günde Kaç Saat Takılmalıdır?
Invisalign plak takılma süresi belli bir kotayla sınırlı değildir. Hekimler Invisalignın gece ve gündüz sürekli takılması gerektiğini söyler. Yalnızca sıvı tüketimi yapıldığı zaman plakların çıkarılması gerekir. Bu yöntemde takma süresi başarıyı etkileyen bir numaralı faktördür.
Kaplama yapılan dişlerin çürümesi işini iyi yapan, tecrübeli bir hekimle çalışılması halinde mümkün değildir. Diş tam olarak kapatılmadığı durumlarda, açık kalan dentin dokusu hassasiyet oluşmasına neden olur. Ayrıca ağız içi asitli ortamdan etkileneceğinden çürükler meydana gelecektir. Bu durum uzman bir hekim sayesinde söz konusu olmaz. Eğer çiğneme sırasında kaplamaların oynadığı tespit edilirse mutlaka kaplamaların yerinden çıkarılması ve temizlenmesi gerekir. Eğer uyum hala devam ediliyorsa kaplama yeniden yerine yapıştırılabilir. Bu durum kaplamanın esnediği durumlarda da geçerlidir. Kaplamanın kendi düşmesini beklemeyin. Bunu yapmanız halinde kesik dişle birlikte restorasyon arasında bakteri sızar. Ayrıca asitli ortam nedeniyle ağız kokusu ve çürükler meydana gelebilir. Kaplama yapılan dişler çürür mü sorusuna cevap, yukarıdan da anlaşıldığı üzere hekimin yaptığı işe göre verilebilir.
Kaplama Yapılan Dişler Hangi Durumlarda Çürür?
Kaplama yapılan dişlerin çürüdüğü durumlardan hekimlerin kaçınması gerekir. Aşağıdaki durumlarda kaplamaların çürüdüğü tespit edilmiştir:
Zamanı geldiğinde restorasyonun değiştirilmemesi,
Dişin hazırlandığı sırada çürük kısımların tam olarak temizlenmemesi,
Kötü ağız hijyeni,
Yanlış fırçalama,
Kenarlarda diş etlerinin çekilmesi,
Kaplama dişin içinde yer alan yapıştırıcının siman rezorbe olması ya da erimesi,
Köprü kaplamasında üretim hatası varsa (bir ucun bastırıldığı zaman kalkması gibi,
Yapım esnasında çeşitli deformasyonlar meydana gelmesi (delik ve çatlak gibi),
Kaplama doğru şekilde yapılmadıysa kaplama dişler çürür.
Bütün tedavi yöntemlerinde önemli olduğu gibi, kaplama tedavisinde de hekim seçimi çok önemlidir. Uzman hekim ellerinde kaplama dişlerinizde herhangi bir sorun olmadan onları kullanmaya devam edebilirsiniz.
Diş Kaplama Çeşitleri Nelerdir?
Diş kaplama türleri kullanılan malzemeye göre değişiklik göstermektedir. Kaplama için en sık aşağıdaki malzemelerin kullanılması tercih edilmektedir:
Zirkonyum kaplama,
Porselen laminate veneer,
Metal destekli kaplama,
Empress full porselen kaplama yapılabilir.
Diş kaplama işlemleri için hangi yöntemin uygulanacağı herkes için farklı olur. Hangi yöntemin en uygun olduğuna en iyi hekim karar verir. Hasta kendi seçimini yapacaktır. Ancak burada önemli olan hekimin hastaya detaylı bir şekilde bütün kaplama yöntemlerini detaylı bir şekilde anlatmasıdır.
Diş Kaplama Nasıl Yapılır?
Diş kaplama yapılması içi ilk önce gerekli analizler yapılır. Hastaya en uygun yöntemin ne olduğu seçilir ve diş hekimi tarafından nihai karar verilir. Hangi yöntemin kullanılmaya başlanacağına karar verirken hekimin hasta şikayetlerini ve isteklerini dikkatli bir şekilde dinlemesi gerekir. Kaplama yöntemine karar verildikten sonra hastanın diş yapısı göz önünde bulundurulur ve kaplama çeşidi seçilir. Daha sonra uzman hekim bu uygulamaya başlar. Uygulamadan hemen önce dişin gerekli olan bütün ölçüleri alınır. Farklı maddelerden çalışma hazırlanabilir. Tedaviden önce dişlerin küçültülmesi gerekir. Ortalama 2 ile 4 seans arasında bütün işlemler tamamlanabilir. Ölçü alınıp provalara başlanır. Dişlerde uygulamadan hemen sonra sıcak ve soğuk için hassasiyet meydana gelebilir. Bu durum tamamen normal olmakla birlikte kısa süre sonra kendiliğinden geçer.
Zirkonyum Diş Kaplama Nedir?
Zirkonyum diş kaplama pek çok avantajlara sahip olduğundan tercih edilir. Estetik bir gülüşe sahip olmak isteyen kişiler tercihlerini genellikle zirkonyum dişlerden yana kullanılırlar. Zirkoyum beyaz renkli bir maddedir. Metal desteksiz kaplama grubuna aittir. Metal destekli olan diş kaplamaları ile kıyaslandığı zaman zirkonyum diş kaplamalar çok daha doğaldır. Bu malzemenin ışık geçirgenliği çok daha yüksektir. Bu nedenle diş etlerinde koyu renkler oluşmaz. Metal kaplamalı olan malzemelerde siyah renk yansıması söz konusu olabilir. Zirkonyum ile dişler mat görünmez, doğal görünür. Zirkonyum malzemesi diş sağlığı açısından önemlidir. Yapılan çalışmalar zirkonyum tercih edilmesi halinde metal destekli diş kaplamalarına oranla çok daha düşük ihtimalle diş problemlerinin görüldüğünü ortaya koymuştur.
Zirkonyum Diş Kaplama Kimler için Uygundur?
Zirkonyum diş kaplamanın uygun olduğu kişiler arasında metale karşı alerjisi olanlar yer alır. Sıcağa dayanıklı ve beyaz renkli olan bu malzeme, hem doğal hem de estetik bir görünüme kavuşmanızı sağlar. Zirkonyum kaplama yaptıran kişilerin diş hassasiyeti problemiyle savaşmadığı bilinir. Sağlam bir malzemedir ve doğal göründüğü için özellikle de ön dişler için kullanılmaktadır. Sigara kullananlar ve kahve çay çok tüketen kişilerin dişlerinde bu maddelerden dolayı kararmalar meydana gelebilir. Zirkonyum bu lekeleri en az tutan malzemedir. Ayrıca diş eti sorunları, ağız kokusu ve ağızda tat değişikliği gibi problemler zirkonyum kaplamasında asla söz konusu değildir.
Diş Kaplama Sonrasında Bakım Nasıl Yapılır?
Diş kaplama sonrasında bakım için özel bir şey yapmak gerekmez. Genel diş kurallarına uymak gerekir. Günde en az 2 kere dişlerin fırçalanması gerekir. Diş ipi kullanılmalı, dişler haftada en az 1 kere tuzlu suyla gargara yapılmalıdır. Diş sağlığı için beslenmenin önemi unutulmamalıdır. Yüksek karbonhidratlı ve şekerli besinler yenmemelidir. Bunun yerine sağlıklı besinler yiyerek kaplama uzun süreli olarak kullanılabilir.
Kötü ağız kokusunun nedenlerine bakıldığında; bir hastalığın habercisi olabilecek ciddi sebepleri olabileceği gibi aynı zamanda tüketilen besinler gibi daha basit nedenleri de olabilmektedir. Kötü ağız kokusunun nedenleri nedir sorusu hastalarımız için cevaplandırıldıktan sonra uygun tedaviye başlanmaktadır. Kullanılan ilaçlar, enfeksiyonlar, sistemik rahatsızlıklar, ağız ve diş bakımının aksatılması, tüketilen maddeler gibi oldukça çeşitli sebepleri bulunmaktadır. Ağız ve diş bakımına özen göstermesine rağmen ağız kokusunu geçirememiş olanların diş hekimlerimize muayene olmaları gerekmektedir.
Kötü Ağız Kokusunun Sebepleri Nelerdir?
Kötü ağız kokusunun nedenleri aşağıda verilmiştir:
Tüketilen yiyeceklerin türlerine ve benimsenen sağlıksız yaşam tarzına göre ağız kokusu oluşabilmekte ve hatta daha da kötüleşebilmektedir.
Ağızda besin artıklarının birikmesi ile beraber ağız kokusu oluşabilmektedir. Hastalarımızın dişlerini düzgün fırçalamamaları, diş ipi ve gargara kullanmamaları durumunda; ağızlarında biriken besin artıkları temizlenememektedir. Dolayısı ile ağız kokusu oluşmaktadır.
Ağız içerisinde biriken ve temizlenmemiş olan besin artıkları; diş etlerinin çevresinde ve dilde bakteri üremesine sebep olmaktadır. Takma diş kullananlarda da besin artıklarını temizlemek daha zor olduğu için ağız kokusu oluşabilmektedir.
Diş eti hastalıklarına bağlı olarak ağız içerisinde kalıcı bir kötü ağız kokusu oluşabilmektedir.
Ağız içi mantar enfeksiyonları, ağız kokusuna sebebiyet verebilmektedir.
Diş çürükleri olan hastalarımızda ağız kokusu görülebilmektedir.
Sinüzit problemi olan hastalarımızda kötü ağız kokusu olabilmektedir.
Bademcik iltihabı sonucunda ağız kokusu oluşabilmektedir.
Mide ve bağırsak sistemleri rahatsızlıkları sonucunda ağız kokusu olabilmektedir.
Uzun süreli açlık sebebi ile ağız kokusu meydana gelebilmektedir.
Alkol kullanımı sonrasında ağız kokusu oluşabilmektedir.
Sigara ve tütün ürünleri kullananlarda ağız kokusu görülebilmektedir.
Ağız kuruluğu ile beraber ağız kokusu oluşabilmektedir.
Sinüzit başlangıcı, ağız kokusu ile tespit edilebilmektedir.
Faranjit hastalığının habercisi olarak ağız kokusu sayılabilmektedir.
Geniz eti gibi boğaz rahatsızlıklarının belirtileri arasında ağız kokusu bulunmaktadır.
Reflü ve mide hastalıkları gibi sindirim sistemi ile ilgili rahatsızlıklar, ağız kokusu ile kendilerini gösterebilmektedirler.
Şeker hastalıkları sonucunda ağız kokuları ortaya çıkmaktadır. Bu ağız kokusu; aseton ve meyve kokusu arasında bir koku olarak tanınabilmektedir.
Karaciğer yetmezliği problemi olanlar, yoğun ağız kokuları ile bunu fark edebilmektedirler.
Böbrek yetmezliği gibi sistemik rahatsızlıkları bulunanlar için ağız kokusu bunun işaretçisidir.
Kötü Ağız Kokusunun Tanı Yöntemleri Nelerdir?
Ağız kokusuna tanı koymak, ciddi bir rahatsızlığın habercisi olup olmadığını tespit edebilmek açısından oldukça önemlidir. Diş hekimlerimiz; diş eti hastalıklarından kaynaklanan ağız kokuları için gerekli tedaviyi uygulayabilmektedir. Çünkü ağız kokusuna sebebiyet veren rahatsızlık tedavi edilmez ise; bu sadece hastalarımızı değil, çevrelerindeki kişileri de rahatsız edebilmektedir. Ağız ve diş muayenesi yapıldıktan sonra röntgen çekimi yapılmaktadır. Ayrıca diş eti rahatsızlıklarının olup olmadığının tespit edilebilmesi için muayene ile tanı koyulabilmektedir. Kötü ağız kokusunun nedenleri nedir sorusunun cevabını bulmak önemli olduğu için diş hekimlerimiz ağız kokusunun esas nedenini tespit edebilmek için kan tetkikleri de isteyebilmektedirler.
Kötü Ağız Kokusu Nasıl Tedavi Edilir?
Ağız kokusunun tedavisi için öncelikle diş hekimlerimiz hastalarımızın ağızlarından ve burunlarından verdikleri nefesi koklamaktadırlar. Kokuya göre bir ölçeklendirme yapmaktadırlar. Dilin arka kısmı, ağız kokularının en yoğun şekilde gözlendiği bölge olduğu için diş hekimlerimiz ölçeklendirmeyi bu bölgede yapabilmektedirler.
Ağız kokusunun oluşma nedeni belirlendikten sonra buna uygun bir tedavi uygulanmaktadır. Bakteri birikimi sebebi ile ağız kokusu hisseden hastalarımıza ağız gargarası verilebilmektedir. Aynı zamanda kullandıkları diş macununun antibakteriyel bir madde içermesi de önerilebilmektedir. Diş eti çekilmesi sonucunda oluşan boşluklara bakteriler yerleşebilmektedir. Diş hekimlerimiz bakterileri temizledikten sonra gerekli tedaviyi uygulamaktadırlar.
Kötü Ağız Kokusunu Önlemek İçin Ne Yapılabilir?
Ağız kokusunu geçirmek için yapılabilecekler şu şekildedir:
Evde veya dışarı olunması fark etmeksizin, her yemekten sonra dişlerin fırçalanması gerekmektedir. Gün içerisinde en az 2 kere florürlü bir diş macunu ile dişleri fırçalamaya özen göstermek gerekmektedir.
Gün içerisinde en az bir kere diş ipi kullanıldığında besin artıkları dişlerden uzaklaştırılabilmektedir.
Dilde de bakteriler barınabildiği için hastalarımızın dillerini de fırçalamaları gerekmektedir.
Takma diş veya herhangi bir diş aparatı kullananların bunların temizliğini düzenli olarak sağlamaları gerekmektedir.
Ağzı nemli tutmaya özen gösterilmesi gerekmektedir.
Ağız kokusuna sebep olabilecek besinlerin tüketimi azaltılabilmektedir.
Kötü ağız kokusunun nedenleri nedir sorusunun cevaplarından biri de dişleri düzgün fırçalamamak olduğu için hastalarımızın düzenli aralıklar ile diş fırçalarını değiştirmeleri ve doğru teknikler ile dişlerini fırçalamaları gerekmektedir.
Ortodontik tedavi olmanın yaşı genel olarak çocuk grubu olmakla birlikte bu muayene için herhangi bir yaş sınırlaması yoktur. Bireyin yaşına göre tedavi protokolleri değiştirilerek ortodontik muayene uygulanabilir.İlerleyen yaşlarda diş eti problemleri yaşayan bireylerin aklına ortodontik muayenenin yaşı var mıdır sorusu gelmektedir. İlk etapta ortodontik muayeneden kaçınılsa da bu tedavi her yaş için uygulanabilir.
Bununla birlikte ortodontik muayenenin ne kadar erken yaşta başlarsa o kadar iyi sonuç vereceğini de söyleyebiliriz. Bu da kişilerde ortodontik muayenenin yaş sınırı ile ilgili yanlış bilgilerin oluşmasına neden olmaktadır. Daha çok çocuklukta görülen eğri dişten kaynaklı diş kaymaları için en etkili yöntem ortodontik tedavidir. Dolayısıyla ortodontik tedavinin uygulanmasında herhangi bir üst yaş sınırı yoktur.
Ortodonti Muayenesi Kaç Yaşında Başlar?
Ortodonti tedavisinin başlama yaşı kişiden kişiye değişmekte ve herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır. Bununla birlikte ortodonti muayenesi için en uygun yaş aralığının 9-14 olduğunu da söyleyebiliriz. Çarpık diş, ileri ve geri çene yapıları için daha çok çocuklarda uygulanan diş teli tedavisi son dönemlerde yetişkinlerde de yaygın olarak uygulanmaktadır.
Ortodonti muayenesini için en uygun dönemin ergenlik dönemi olarak görülmesinin nedeni, bu yaşlarda daha az diş eti problemlerinin görülmesidir. İlerleyen dönemlerde diş eti sorunları yaşayan bireylerin sayısı artmaktadır. Diş eti problemi olduğunda ortodontik tedavi uygulanamadığından yetişkinlerde ortodonti tedavisi yapılamadığına ilişkin yanlış bir kanı vardır.
Tel Tedavisine Kaç Yaşında Başlanır?
Tel tedavisi için en uygun başlama yaşı genellikle çocukluk ile ergenlik dönemine denk gelmekle birlikte kişilere göre değişiklik gösterir. Bunun için 2. Azı dişleri hariç diğer tüm dişlerin çıkması beklenir. Bu durumda kimisi için 9 yaş uygunken kimisi için dişlerin çıkması 15 yaşını bulabilir. Dişlerin çıkmasını bekledikten sonra tel takmak daha etkili tedavi sonucu almayı sağlar. Kimi durumlarda da tüm dişlerin çıkmasını beklemeden tel tedavisine başlanabilir. Ortodontik muayene olan tel tedavisinin süreci için en doğru kararları ortodontistiniz verecektir.
Ortodontik Muayene Ne Kadar Sürer?
Ortodonti tedavisinin süresi kişiden kişiye değişebilir. Bununla birlikte ortodonti tedavisi için ortalama süre 1-2 senedir. Bu süre ortodontik problemin derecesine göre değişiklik gösterir. Eğer ortodontik muayene, diş teli tedavisi ise bu süre en az 1.5 yıl olmakla birlikte 3 seneye kadar çıkmaktadır. Bazı hastalarda dişlerin düzelmesi uzun zaman alabilir.
Hangi Durumlarda Ortodontik Tedavi Gerekir?
Ortodonti muayenesinin uygulanması gereken durumlar aşağıda sıralanmıştır:
Düzensiz ve çarpık dişler
Dişler kapandığında birbirine temas etmediğinde
Alt ya da üst çenenin normalden geride veya ileride olduğu durumlarda
Geç ya da erken diş kayıpları
Dişi sıkmada problem varsa
Ağızdan nefes alıp verme durumlarında
Ortodonti Muayenesi Nasıl Yapılır?
Ortodontik tedavinin nasıl yapıldığı bu tedavinin zorlu olmasından ve sıkça kullanılmasından dolayı merak edilmektedir. Dişle ilgili problemin ne olduğuna bağlı olarak ortodontik muayene de değişebilir. Bununla ilgili bazı bilgilere aşağıda değinilmiştir:
Sabit metal veya estetik braketler uygulanabilir.
Ortognatik cerrahi uygulanabilir.
Haraketli apareyler kullanılarak tedavi yapılabilir.
Koruyucu dolgu muayeneleri uygulanabilir.
Hastanın uygun olma durumuna göre şeffaf plaklar uygulanabilir.
Hastaların genel olarak korktuğu ve uzun süren bu ortodonti muayeneleri, oldukça etkili sonuç vermektedir. Bu sayede hastanın yaşamının geri kalanında daha rahat ve mutlu olması sağlanır.
Ortodontik Bozukluklar Neden Olur?
Ortodontik problemlerin oluşma nedeni daha çok çocukluk dönemine dayanmaktadır. Eğer süt dişlerinde meydana gelen çürükler tedavi edilmezse, erken yaşta bu dişler kaybedilebilir. Bunun sonucu da dişlerin yapısı bozularak çarpık bir hale gelir. Genetik faktörler de bazen ortodontik sorunlara yol açabilmektedir.
Bununla birlikte kulak burun boğaz problemleri de doğrudan ortodontik problemlere yol açabilir. Solunumun sürekli ağızdan alınması çene yapısının bozulmasına neden olur. Bebeklikten gelen parmak emme, emzik emme gibi alışkanlıkların bırakılamaması da ortodontik bozukluklara yol açabilir.
Ortodontik rahatsızlıkların neden oluştuğu tespit edildikten sonra ona uygun olarak hemen ortodonti tedavisine başlanır. Doğru tedavi yöntemiyle etkili sonuç alınabilir. Doğru tedavi de ancak teşhisin doğru yapılması ile olur.
Alt çene ve üst çene uyumsuzluklarında pek çok eklem problemi meydana gelmektedir. Ortodonti tedavisi ile bu eklem problemleri düzelir.
Çarpık dişler hem kötü bir görünüme hem de zor temizlenmeye neden olur. Ortodontik tedavi ile hem dişler düzgün görünür hem de temizlenmesi daha kolay olur.
Ortdontik muayene geçiren hastalar daha estetik bir ağız ve diş yapısına sahip olurlar. Bu da sosyal hayatta daha özgüvenli olmalarını sağlar.
Ortodontik muayene, gerekli görüldüğü durumlarda ve erken yaşlarda hemen uygulandığında bireyler ilerleyen dönemlerde daha yüksek yaşam standartlarına sahip olurlar. Bunun için dişlerinde problem olan kişiler hemen bir diş hekimine başvurmalı ve gerekli görülürse ortodontik tedavi olmalıdır.